Tüketici Hukuku Nedir
Tüketici hukuku, tüketicilerin haklarını ve güvenliğini koruyan bir hukuk dalıdır. Bu hukuk dalı, tüketicilerin alışveriş yaptıkları mal ve hizmetlerle ilgili olarak sahip oldukları hakları, korunmaları gereken çıkarları ve tüketici ile iş yapan satıcı veya sağlayıcı arasındaki ilişkileri düzenler. Temel amaçlarından biri, tüketiciyi ticari ilişkilerde daha güçlü ve bilinçli hale getirerek adil ticaret koşulları oluşturmaktır.
Tüketici hukuku, genellikle devlet tarafından tüketiciyi korumak adına çıkarılan yasal düzenlemelerle şekillenir. Bu düzenlemeler, tüketicilerin haklarını güvence altına almak, adil ticaret şartları oluşturmak ve tüketicileri kötü niyetli uygulamalardan korumak amacını taşır.
Tüketici Hukuku Davaları Nelerdir
Tüketici hukuku kapsamına giren davalar genellikle tüketicilerin haklarının ihlal edildiği durumları kapsar. Tüketici hukuku kapsamında sıkça karşılaşılan bazı davalar:
1-Ayıplı Mal İadesi Davaları: Tüketiciler, satın aldıkları malın ayıplı veya kusurlu olması durumunda iade, değişim veya tamir talepleri için dava açabilirler. Ayıplı mal, üretim hatası, bozukluk veya beklenen standartlara uymama gibi durumları içerebilir.
2-Haksız Ticaret Uygulamaları Davaları: Tüketiciler, haksız ticaret uygulamalarına maruz kaldıklarında, örneğin yanıltıcı reklamlar veya baskın satış taktikleri gibi durumlar, tazminat veya sözleşme iptali talepleriyle dava açabilirler.
3-Uzaktan Satış Sözleşmesi İhlali Davaları: İnternet üzerinden veya telefonla yapılan alışverişlerde tüketiciler, sözleşme şartlarının ihlal edilmesi durumunda iade, değişim veya diğer haklarını talep etmek amacıyla dava açabilirler.
4-Garanti ve İade Davaları: Tüketiciler, satın aldıkları ürünün garanti kapsamında olması ve garanti şartlarının ihlal edilmesi durumunda tazminat veya ürün iadesi talepleriyle dava açabilirler.
5-Haksız Fiyat Artışlarına Karşı Davalar: Tüketiciler, özellikle temel tüketim mal ve hizmetlerinde haksız fiyat artışlarına maruz kaldıklarında, bu duruma karşı hukuki yollarla başvuruda bulunabilirler.
6-Reklamın Yanıltıcı Olması Davaları: Tüketiciler, bir ürün veya hizmetle ilgili yanıltıcı reklamların tazminat veya diğer hukuki sonuçlarına karşı dava açabilirler.
7-Haksız Şartlardan Kaynaklanan Davalar: Birden fazla tüketicinin katıldığı ve genellikle standart şartlar içeren sözleşmelerde yer alan haksız şartlardan kaynaklanan sorunlarda tüketiciler, tüketici hakem heyetine başvuru yapabilir yahut tüketici mahkemelerinde dava açabilirler.
Tüketici hukuku davaları genellikle tüketicilerin korunması ve adil ticaret koşulları sağlanması amacıyla oluşturulan tüketici koruma mevzuatlarına dayanır. Tüketiciler, bu tür davaları açarak haklarını koruma ve hukuki çözüm elde etme hakkına sahiptirler.
Tüketici Hakları Nelerdir
Tüketici hakları, tüketicilere bir mal veya hizmeti kullanma, satın alma veya sözleşme yapma süreçlerinde tanınan temel haklardır. Bu haklar, tüketicilerin güvende olmalarını, bilinçli ve adil ticaret koşulları altında alışveriş yapabilmelerini sağlamayı amaçlar.
Tüketicinin Cayma Hakkı
Tüketicinin cayma hakkı, bir ürünü veya hizmeti satın aldıktan sonra belirli bir süre içinde sözleşmeden cayma hakkını ifade eder. Bu hakkın temel amacı, tüketicilere satın aldıkları mal veya hizmetle ilgili memnuniyetsizlik durumunda geri çekilme imkanı tanımaktır.
Cayma Hakkının İstisnaları Nelerdir?
Tüketici cayma hakkı, genellikle bir ürünü veya hizmeti satın aldıktan sonra belirli bir süre içinde sözleşmeden cayma imkanı tanır. Ancak, belirli durumlar ve ürün kategorileri, cayma hakkının uygulanamayacağı veya sınırlı olarak uygulanacağı istisnalar oluşturabilir. Cayma hakkının bazı yaygın istisnaları;
- Özel sipariş ürünleri,
- Hızla bozulan veya kısa süreli kullanımı olan ürünler,
- Hijyen ve sağlık açısından risk taşıyan ürünler,
- Maddenin hemen işleme konulan hizmetler,
- Fiyatı finansal piyasalardaki dalgalanmalara bağlı ürünler,
- Ses veya görüntü kayıtları ve yazılım programları,
- Gazete ve dergi abonelikleri,
Tüketicinin Malın Ayıplı Olması Durumundaki Hakları
Tüketicinin malın ayıplı olması durumunda sahip olduğu haklar, genellikle ülkeden ülkeye değişiklik gösteren yasal düzenlemelere tabidir. Ancak, çoğu ülkede benzer temel prensipler üzerine inşa edilmiş tüketici hakları bulunmaktadır.
Genellikle tüketici haklarını korumak amacıyla çıkarılan tüketici koruma yasalarına dayanır. Tüketici, ayıplı bir ürünle karşılaştığında, yerel yasal düzenlemeleri incelemeli ve bu haklarını kullanabilmek için satıcı veya üretici ile iletişim kurmalıdır. Ayıplı ürün durumunda tüketici haklarını bilmek ve bu hakları kullanmak, tüketiciyi adil bir ticaret sürecinde korumaya yardımcı olabilir.
Tüketici Kanunda Doğan Haklarını Kullanmak İçin Nereye Başvurmalıdır?
Tüketici, kanunda doğan haklarını kullanmak için çeşitli yol ve mercilere başvurabilir. Başvurulacak yerler, ülkenin yasal düzenlemelerine ve tüketici hakları kurumlarına bağlı olarak değişebilir. Ancak genel olarak aşağıdaki yerlere başvurulabilir;
Satıcı veya Hizmet Sağlayıcı: Tüketicinin ilk başvurması gereken yer, ürünü veya hizmeti satın aldığı satıcı veya hizmet sağlayıcıdır. Ayıplı ürün, hatalı hizmet veya diğer sorunlarla karşılaşıldığında, tüketici, sorunu satıcıya bildirebilir ve haklarını talep edebilir.
Tüketici Hakem Heyetleri: Uyuşmazlık miktarının belli miktarın altında kalması durumunda tüketiciler dava açmak yerine Tüketici Hakem Heyetlerine başvurarak daha hızlı netice alabilir.
Tüketici Hakları Dernekleri ve Kuruluşları: Birçok ülkede tüketici haklarını savunan ve koruyan dernekler ve kuruluşlar bulunmaktadır. Tüketici, bu tür bir kuruluşa başvurarak sorununu çözmeye yönelik ve kamuoyu oluşturma noktasında destek alabilir.
Tüketici Mahkemeleri: Tüketici haklarını koruma amacı güden birçok ülkede, özel olarak tüketici davalarına bakan mahkemeler bulunmaktadır. Tüketici, mahkemeye başvurarak haklarını yargı yoluna taşıyabilir.
Tüketici Hakları Danışma Merkezleri: Birçok ülkede tüketicilere ücretsiz danışmanlık hizmeti sunan Tüketici Hakları Danışma Merkezleri veya benzeri kuruluşlar bulunmaktadır. Tüketici, bu merkezlere başvurarak hakları konusunda bilgi alabilir ve rehberlik talep edebilir.
Elektronik Ticaret Platformları: İnternet üzerinden yapılan alışverişlerde, tüketici haklarını koruma amacı güden çeşitli elektronik ticaret platformları bulunmaktadır. Tüketici, bu platformlara başvurarak çözüm talep edebilir.
Hukuk Danışmanları ve Avukatlar: Tüketici, haklarını kullanmak için hukuk danışmanlarından veya tüketici hukuku konusunda uzman avukatlardan destek alabilir. Özellikle karmaşık veya anlaşmazlık içeren durumlarda bu profesyonellerden yardım almak faydalı olabilir.
Tüketici, yaşadığı soruna bağlı olarak yukarıdaki seçeneklerden birini veya birkaçını bir arada kullanabilir. Hangi yolun tercih edileceği, sorunun niteliğine, ülkenin yasal düzenlemelerine ve tüketici hakları kurallarına bağlı olarak değişiklik gösterebilir.
Tüketici Hakem Heyetine Başvuru
Tüketici Hakem Heyeti, tüketicilerin tüketici haklarını kullanmaları ve tüketici uyuşmazlıklarını çözmeleri için oluşturulan bir kuruldur. Tüketici, bir ürün veya hizmetle ilgili bir uyuşmazlık yaşadığında Tüketici Hakem Heyeti'ne başvurabilir. Bu başvuru süreci genellikle ücretsizdir ve daha hızlı bir çözüm sağlama amacını taşır.
Tüketici Hakem Heyeti Kararlarına Karşı Dava
Tüketici Hakem Heyeti kararları, genellikle bağlayıcı nitelikte olup, tüketiciler ve işletmeler arasındaki uyuşmazlıkları çözmek amacıyla oluşturulmuştur. Ancak, bazı durumlarda tüketiciler veya işletmeler, Tüketici Hakem Heyeti kararlarına karşı çıkabilir ve mahkemeye başvurabilirler. Bu durumlar genellikle sınırlıdır ve belli şartlara bağlı olarak gerçekleşir.
Tüketici Hakem Heyeti kararlarına karşı dava açma süreci aşağıdaki adımları içerebilir: Kararın incelenmesi, yasal temellere göre değerlendirme, itiraz dilekçesi hazırlama, itirazın yetkili mahkemeye sunulması, mahkeme süreci ve mahkeme kararına karşı itiraz hakkı.
Tüketici Hakem Heyeti kararlarına karşı dava süreci ülkeden ülkeye değişebilir, bu nedenle tüketicilerin veya işletmelerin yerel yasal düzenlemeleri dikkatlice incelemeleri önemlidir. Ayrıca, hukuki süreçler konusunda uzman bir avukattan destek almak da faydalı olabilir.
Tüketici Hukuku Arabuluculuk
Tüketici hukuku arabuluculuğu, mahkeme süreçlerine kıyasla daha hızlı, daha ekonomik ve daha az formal bir çözüm yöntemi sunabilir. Ayrıca, taraflara daha fazla kontrol ve katılım imkanı tanır. Birçok ülkede, tüketiciler ve işletmeler arasındaki uyuşmazlıkları çözmek için resmi olarak tanınan arabuluculuk kurumları veya programları bulunmaktadır. Ülkemizde tüketici mahkemesinde dava açmak için arabulucuya başvuru zorunludur. Tüketici hakem heyetine başvuru için ise böyle bir zorunluluk bulunmamaktadır. Taraflar, yerel tüketici koruma ofislerinden veya arabuluculuk hizmeti sağlayan özel kuruluşlardan bu hizmetlere nasıl başvuracakları konusunda bilgi alabilirler.
Tüketici Hukuku Avukatı
Esas itibariyle ülkemizde avukatların herhangi bir hukuk dalında özelleşmiş bir avukat olarak nitelendirilmesi doğru değildir. Ancak avukatların belirli bir konuda çok çalışarak bu konuda tecrübe kazanmış olmaları söz konusu olabilir.
Tüketici hukuku alanında hizmet veren avukatlar, tüketicilerin haklarını korumak, tüketici uyuşmazlıklarını çözmek ve tüketici hukukuyla ilgili konularda hukuki danışmanlık sağlamak üzere uzmanlaşmış avukatlardır.
Tüketici Hukuku Yargıtay Kararları
Vakıf Üniversitesi Hastanesi’ne Hatalı Tıbbi Müdahale Nedeniyle Açılacak Davalarda Tüketici Mahkemeleri Görevlidir
“Somut olayda, davacı yararlandığı sağlık hizmetinin kusurlu olmasından kaynaklı maddi ve manevi tazminat isteminde bulunmuş olup; kural olarak sağlık hizmeti verilmesine yönelik her türlü sözleşme tüketici işlemi sayılır. Bu hizmeti veren kişinin kamu kurum ve kuruluşu veya gerçek ya da tüzel kişi olmasının bir önemi yoktur. Nitekim, hastanelerin kurumsal tıbbi kusurları bağlamında, kamu hastaneleriyle özel hastaneler arasındaki ayrım yapaylaştığından gerekli sorumluluk koşulları ve uygulanacak tazminat yaptırımları açısından temelde bir fark görünmemektedir. ( Prof. Dr. M. Demir, Hekim ve Hastane Yönünden Tıbbi Sorumluluk Hukuku, Ankara 2018, s. 289 ). Davalı taraf vakıf üniversitesi hastanesi olup, kamu tüzel kişiliğine haiz ise de; ticari veya mesleki amaçla hareket eden girişimci sıfatıyla TKHK uyarınca sağlayıcı kapsamına girmektedir. Kanuna göre de sağlayıcının gerçek veya tüzel kişi olmasının herhangi bir önemi bulunmamaktadır.
Bölge Adliye Mahkemesince vakıf üniversitelerinin hastanelerinin, devlet üniversiteleri hastanelerinden farkı olmayıp, sağlık hizmetinin sunulmasından kaynaklanan zararların tazmininin idari yargı yerince hizmet kusuru ilkesi kapsamında incelenerek karar verilmesi gerektiği belirtilerek, davalı üniversite yönünden yargı yoluna ilişkin dava şartı yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmiş ise de; yukarıda yapılan açıklamalardan anlaşıldığı üzere davaya konu sağlık hizmetini alan kişi tüketici sıfatına haiz olduğundan taraflar arasındaki hukuki ilişki tüketici işlemi sayılır. Tüketici işleminden kaynaklanan hukuki ihtilaflarda Tüketici Mahkemeleri görevlidir. Bu nedenle eldeki davadan adli yargı mercileri görevlidir.” Yargıtay 6.HD, 2022/9E., 2022/285K.,26.01.2022T.
Tüketici İşlemi Niteliğindeki Banka Kredilerinde Hayat Sigortası Varsa Banka Mirasçılara Başvurmadan Önce Sigorta Şirketinden Tahsil Yoluna Gitmelidir
“Tüm bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; tüketici işlemi niteliğindeki banka kredileri nedeniyle, hayat sigortası yapılmış olması durumunda, bankanın poliçe limitleri dahilinde kalan kredi alacağını öncelikle sigorta şirketinden tahsil etmesi zorunludur. Bu husus, banka tarafından tüketicinin mirasçıları (halefleri) hakkında dava açılabilmesinin ön şartıdır.
Kredi kullanan tüketici adına yapılan hayat sigortası poliçesi mevcutken, bankanın tüketicinin ölümü nedeniyle, tüketicinin mirasçılarından ödenmeyen bakiye kredi alacağının tahsili için dava açması veya icra takibi başlatması, sigorta hukukunun temel ilkelerine ve sigorta yapılmasının amacına aykırılık oluşturacağı gibi sigorta yapılmasına duyulan güven ve itimadı da zedeler. Bu nedenle banka, alacağını öncelikle sigorta poliçesinden tahsil etmelidir.” Yargıtay 3.HD, 2023/856E., 2023/1011K., 10.04.2023T.