İcra ve İflas Hukuku Nedir

İcra ve iflas hukuku, genel itibariyle borçlunun ödenmemiş borçları nedeniyle uygulanan hukuki süreçleri ve bu süreçlerle ilgili hukuki düzenlemeleri içeren bir hukuk dalıdır. Temel olarak, alacaklıların alacaklarını tahsil etmeleri ve borçluların finansal zorluklarını çözme süreçlerini düzenler.

İcra Hukuku ile İflas Hukuku Arasındaki Fark Nedir?

İcra hukuku, alacaklının borcunu tahsil etmesini sağlar. İcra işlemleri ilamsız veya ilamlı olarak icra dairesince düzenlenen bir ödeme/icra emriyle başlar. İcra işlemleri, borçlunun mal varlığının haczi, borçlunun gelirine el konulması, alacaklının alacağının tahsili ve icra takibinin sonlandırılması gibi aşamalardan oluşur.

İflas hukuku, bir borçlunun mali olarak çöküş yaşaması durumunda, varlıklarının toplu bir şekilde yönetilmesini ve alacaklıların bu varlıklardan pay almalarını düzenler. İflas, genellikle mahkeme kararıyla başlar. Borçlu, iflas başvurusu yapabilir veya alacaklılar iflas başvurusunda bulunabilir. İflas sürecinde, bir iflas masası oluşturularak borçlunun varlıkları satılarak alacaklılara ödeme yapılması amaçlanır.

İcra Takibi Nasıl Yapılır?

İcra takibi, alacaklının alacağını tahsil etmek amacıyla icra dairesinde başlatılan bir hukuki süreçtir. İcra takibi, talep üzerine icra daireleri veya icra müdürlükleri aracılığıyla yürütülür. İcra takibi sürecinin temel adımları:

Alacaklı Talebi ve Ödeme/İcra Emri: Alacaklı, ilamsız takip yoluyla yahut borçlunun ödenmemiş alacağını kanıtlayan ilam niteliğinde belge ile icra müdürlüğüne başvurur. Bu başvuru, genellikle icra takip talebi ve alacak miktarını gösteren dayanak belgeleri içerir. İcra müdürlüğü, başvuruyu değerlendirerek ödeme yahut icra emri düzenler.

Ödeme/İcra Emrinin Tebliği: İcra Dairesi, alacaklının talebini inceleyerek bir karar verir. İcra dairesi ödeme yahut icra emri çıkarmaya karar verirse, bu emir icra müdürlüğünce borçluya tebliğ edilir. Ödeme/icra emri, borçlunun alacağı ödemesi için ihtar ve aksi durumda haciz işlemi uygulanacağına dair hüküm içerir.

Borçlunun Cevap Hakkı: Ödeme emri tebliğ edildikten sonra borçlu, 7 gün içinde icra dairesine itiraz hakkına sahiptir. Bu itiraz neticesinde icra takibi durur. İcra emrinde ise itiraz icra mahkemesine yapılır. İcra emrine itirazda borçlu, ödeme, takas, erteleme ve zamanaşımı itirazlarında bulunabilir. İcra mahkemesi ilamlı icra takibine yapılan itirazı haklı bulursa icranın geri bırakılması, durdurulması veya iptali yönünden kararlar verebilir.

Haciz ve Satış İşlemleri: Borçlu, süresi içinde itiraz etmez yahut itirazı ilgili merciilerce kabul edilmezse icra müdürlüğü alacaklı lehine haciz işlemlerine başlar. Bu, borçlunun mal varlığına el konulması anlamına gelir. El konulan varlıklar satılarak alacaklının alacağı tahsil edilmeye çalışılır.

Alacağın Tahsil Edilmesi: Haciz ve satış işlemleri sonucunda elde edilen gelir, alacaklıya ödenir. Ancak, bu gelirin alacağın tamamını karşılamaması durumunda, alacaklının geri kalan alacağına ilişkin takip süreci devam edebilir.

İcra takibi süreci ülkeden ülkeye değişiklik gösterebilir ve yerel hukuki düzenlemelere tabidir. Bu nedenle, icra takibi başlatmak veya bu süreçte yer almak isteyen kişiler, yerel yasal düzenlemeleri ve prosedürleri dikkatlice incelemelidir. Ayrıca, icra takibi sürecinde süreler oldukça önem arz ettiğinden ve süreç karmaşık işlediğinden hukuki danışmanlık almak önemlidir.

İcra İflas Hukuku Avukat

Esas itibariyle ülkemizde avukatların herhangi bir hukuk dalında özelleşmiş bir avukat olarak nitelendirilmesi doğru değildir. Ancak avukatların belirli bir konuda çok çalışarak bu konuda tecrübe kazanmış olmaları söz konusu olabilir.

İcra ve iflas hukuku alanında hizmet veren avukatlar, genellikle alacaklı veya borçlu müvekkillerine icra ve iflas süreçlerinde hukuki danışmanlık verir ve onları temsil ederler. Bu avukatlar, icra takibi, iflas başvurusu, mal varlığının haczi, alacak tahsili, borç yeniden yapılandırma gibi konularda uzmanlaşmışlardır.

İcra ve İflas Hukuku Yargıtay Kararları

Senedin Yırtılması Ödenmiş Olduğuna Karinedir

“Somut olayda, borçlu tarafından takip dayanağı bonoların yırtıldığı ileri sürülmüş olup, Dairemiz tarafından senet asıllarının incelenmesinde senetlerin yırtıldığı ve bantla yapıştırıldığı tespit edilmiştir.

Bu sebeple senetlerin yırtılması, ödenmiş olduklarının karinesi olduğundan mahkemece, alacağın tahsili yargılamayı gerektirdiğinden ve alacaklı tarafından yırtık senetlere dayanılarak takip yapamayacağından cihetle borçlunun borca itirazının kabulüne karar vermek gerekirken, yazılı gerekçeyle itirazın reddine karar verilmesi doğru değildir.” Yargıtay 12.HD, 2015/15137E., 2015/16694K., 16.06.2015T.

Fotokopi Üzerinden İmza İncelemesi Yapılamaz

“Sıhhatli bir sonuç alınabilmesi için, inkar edilen imzanın atıldığı tarihten öncesinde veya mümkün olduğu kadar yakın tarihlerde düzenlenen belgelerde bulunan borçluya ait imzaların celbedilip ondan sonra bilirkişi incelemesi yapılması gerekir.

Ayrıca yerleşik Yargıtay uygulamasına ve Dairemizin istikrar bulan kararlarına göre fotokopi üzerinden imza incelemesi yapılması mümkün değildir. Bu nedenle imza incelemesine esas alınan borçlunun uygulamaya elverişli imzalarının bulunduğu belge asıllarının getirtilerek incelemenin bunlar üzerinden yapılması gerekir.”